SASU’nun hedefi; deniz aşırı ülkeler…

TÜİOSB yatırımcısı SASU Su ve Tarım Ürünleri, 2002 yılında deniz ürünleri işleyerek
başladığı üretimini bugün 20 bin metrekare üzerinde sürdürüyor. Hazır gıda
konservelerinde iddialı olarak yükselen firma, üretim yolculuğunda inovasyonu
öncelikliyor. Avrupa, Latin Amerika ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere yaklaşık 35
ülkeye ihracat yapan SASU’yu ikinci kuşak Yönetim Kurulu Üyesi Nil Ece
Yamanyılmaz ile konuştuk.

Firmanızın kuruluş hikâyesinden kısaca bahseder misiniz?
SASU’nun üretim yolculuğu, 2002 yılında birinci kuşak olan babam ve amcamın deniz
ürünleri işlemesiyle başladı.
Bizler ikinci kuşak olarak firmada görev almış bulunmaktayız. Her ne kadar deniz ürünleri ile
başlanmış olsa da, değişen talep ve tüm dünyada tüketilen trend ürün gruplarına göre bizim de
ürün çeşitlerimiz farklılık gösterdi. Hazır gıda konservelerinde sürekli dönüşen ve gelişen bir
firma olarak biliniyoruz. Aynı zamanda sektörde en inovatif ürünler konusunda ilk akla gelen
firmalardanız.
Dijitalleşen çağ ile birlikte tüketicinin ihtiyaçlarına yönelik; pratik ve tamamlayıcı ürünler ile
talebe yanıt veriyoruz. 20 bin metrekarelik bir alanda yenilikçi, modern ve tam otomasyonlu
tesisimizde hazır gıda kategorisindeki çeşitli ürün gamıyla üretim yolculuğuna devam
ediyoruz.
Üretiminizde hangi ürünler yer alıyor?
Son yıllarda inovasyon çalışmalarımızı da hızlandırarak sektöre ilk “Soslu Ton Balığı
Konservesi” ürün çeşitlerimizi kazandırdık. Girişimci ruhun verdiği enerji ile sürekli değişim
ve gelişimi esas alarak farklı ürün kategorilerini hayata geçiriyoruz.
Konserve ton balığı grubumuzu; Premium Klasik, Gurme Soslu ve Ton Salata olmak üzere üç
kategoriye ayırdık. Premium Klasik ürünlerde ayçiçek yağlı, light suda, zeytinyağlı ve somon
konservelerimiz bulunuyor. Özel üretimimiz olan Gurme Soslu Ton grubunda ise; acılı,
barbekü soslu, hardal soslu, kuru domatesli, jalapeno biberli, mayonezli ve Akdeniz çeşnili
olmak üzere farklı ve bazıları dünyada ilk defa üretilen ürünlerimiz yer alıyor.
Hazır yemek klasmanında olan Ton Salata grubumuzda ise; mısırlı, fasulyeli, tahıllı ve
basmati pirinçli ton salata ile beraber toplamda 15 çeşit ton balığı konservemiz bulunuyor. Bu
bağlamda Türkiye’de ve dünyada en fazla ürün çeşidi bulunan firma olmanın gururunu
yaşıyoruz.
Aynı zamanda yine hazır gıda kategorisinde üretim yaptığımız bir diğer ürünümüz olan Piliç
Salam Konservesi ile özellikle Afrika, Latin Amerika ve Orta Doğu bölgelerinde taze protein
kaynağına ulaşamayan tüketicilere daha fonksiyonel, tüketimi kolay ve daha uzun raf ömürlü
ürünler tedarik ediyoruz.
Bizim ilk iş kolumuz olan deniz ürünleri ve kurbağa bacağı ürünümüz de halen Avrupa’da en
prestijli ürün gruplarından biri olarak farklı bir üretim atölyesi şeklinde devam ediyor.

Markalaşma konusunda hedefiniz nedir?
Öncelikle SASU olarak lider bir marka olmayı hedefliyoruz. Birçok pazarda yer alıyor
olmamıza rağmen hala gelişiyor, üretiyor ve büyümeye devam ediyoruz. Üretim sistemimizin
alt yapısını ve ticaret kanallarımızı sürekli geliştiriyoruz. Sektörün en çok bilinen markaları
arasında yer almayı başardık. Sürekli hale getirdiğimiz inovasyon hedefimizle; hem
firmamıza, hem de ülkemiz ekonomisine değer katmayı sürdüreceğiz.
Mevcut ihracatınızdan ve bu anlamda hedefinizden söz eder misiniz?
Üretimimizin yüzde 80’ini yaklaşık 35 ülkeye ihraç ediyoruz. Tüm ürünlerin lojistik zincirini
tek bir merkezden takip ediyoruz. Başlıca pazarımızı Avrupa ülkeleri, Latin Amerika bölgesi
ve ciddi potansiyel olarak gördüğümüz ve geliştirmeye çalıştığımız Afrika ülkeleri
oluşturuyor.
Her bölgenin kültürel yapısına ve tüketim davranışlarına bağlı olarak talep farklılıkları söz
konusu. Biz de bu gerçeği dikkate alarak ürün grupları oluşturuyoruz ve ihracatımızı da ona
göre şekillendiriyoruz. Bu anlamda çok fazla fuar katılımlarında bulunuyoruz.
Aynı zamanda müşteri ziyaretlerimizle, doğrudan işbirliği içerisinde olduğumuz firmalarla
yakın iletişim kuruyoruz. Talepleri doğru anlayıp, daha yüklü satış tonajlarına ulaşmaya
çalışıyoruz. Bu fikir temelli hareket ettiğimiz için de başarı kaçınılmaz oluyor.
Sektörünüzde hangi yönleriniz ile iddialısınız?
Sektörde aktif, hızlı, esnek ve müşteriyi anlayan bir firma olarak tanınıyoruz. Hız ve iletişim
çağında olmamız dijital çözümleri daha çok gündeme getirmiş durumda. Bireyler, tüketim
davranışında “hız, konfor, hijyen, ulaşım ve maliyet” bileşenlerine daha çok önem vermeye
başladı. E-ticaret kanalıyla dijital çözümler burada yükselen bir yıldız oldu diyebiliriz.
Pandemiden önce bu olguları benimsedik. Pandemide ise tüm e-ticaret pazar yerlerinde
firmamız adına mağazalar kurduk. Fabrika satış noktası mantığı ile nihai tüketicilere direkt
gönderim sağlayarak iyi bir ivme kazandık. Çağımızın ihtiyaçlarına hızlı çözümler üretme
noktasında markamız, geliştirdiği inovasyonlarla günümüz yeniliklerine hızlı bir şekilde
uyum sağlayabiliyor. Bu yönüyle de üretkenlik ve lezzet noktasında iddialı olduğumuzu
söyleyebiliriz.


Önemli projelerinizi anlatır mısınız?
Şu an mevcut tesisimizdeki üretim alanımızı genişleterek kapasitemizi ciddi oranda artırmak
var olan projelerimizden birisi. Bu anlamda süreç devam ediyor. Bu şekilde ürün kalitemiz,
verimliliğimiz ve tüketiciye sunduğumuz termin sürelerimizde ciddi bir iyileşme olacak. Aynı
zamanda TÜİOSB ile birlikte atacağımız yeni adımlarla da hazır gıda üzerine yeni
projelerimiz bizleri bekliyor. Özellikle hazır gıda konservesi ile ihracatı hedef alacak katma
değerli ürünlerle, ürün yelpazemizi daha çok katlayarak büyütmek istiyoruz.
AR-GE, yenilikçilik ve çevre ile ilgili yaklaşımınızdan ve de çalışmalarınızdan bahseder
misiniz?

Sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya
bırakmanın bilinci ile hareket ediyoruz. Süreç, üretim serüveninden önce başlıyor.
Tedarikçilerimizi Sürdürülebilir Avcılık metotlarıyla avlanan ve ilgili belgelere sahip

tedarikçiler arasından seçiyoruz. Üretim aşamasında oluşan balık atıklarını yem sanayisinde,
hammadde olarak değerlendiriyoruz. Üretim için gerekli enerjiyi ise tesisimizde yer alan,
yenilenebilir enerji kaynağı olan Güneş Enerjisi Sistemleri ile karşılıyoruz. Firmamız 1,5
megawattlık kurulu kapasitesiyle, enerji maliyetlerini daha rekabetçi bir konuma getirerek
yaklaşık 1 milyon ton karbon salınımı ve 50 bin ağacın kesilmesini engelliyor. Böylece daha
yaşanılabilir bir çevre yaratmayı ve doğaya daha fazla katkı sunmayı hedef haline getirmiş
bulunuyoruz.
Sürdürülebilir hedefler doğrultusunda gelecekteki dünyaya karşı duyduğumuz sorumluluk
bilinci ile üretim operasyonlarımızda daha çevreci bir yaklaşımla yeşil üretimi destekliyor ve
bu doğrultuda tüm gücümüzle çalışıyoruz.
Firma olarak gelecek için neleri hedefliyorsunuz?
Bölgemizin kültürel tarihi ve gastronomi zenginliği, tarıma elverişli olması gibi çok kıymetli
değerlere sahibiz. Bu ülkenin üreticileri olarak, ülkemize ve bulunduğumuz bölgeye, üreterek
artı değer ve vizyoner bir bakış açısı kazandırmak istiyoruz. Ancak üretim ile ülkemiz belirli
bir refah seviyesinde gelişim gösterecek ve ekonomik kalkınma gerçekleşecektir.
Üretimde ise bizi heyecanlandıran fikirlerimiz var. Aynı ürün gruplarını tüketen tüketicilere
daha farklı ürünler sunarak ürün ailemizi sürekli genişletiyoruz. Bu ürünlerin her zaman aynı
kalitede ve üst segmentte, aynı zamanda sektördeki benzerlerinden farklı imza ürünler olması
bizim için büyük bir önem arz ediyor.
Türk markası olarak, hedefimiz uluslararası pazarda kaliteli, güvenilir ve ulaşılabilir bir marka
olmak. Şu an 35’ten fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Önümüzdeki birkaç yılda, ihracat
portföyümüzü 50’den fazla ülkede aktif hale getirmek ve keşfedilmemiş denizaşırı ülkelerde
yer almak istiyoruz. Bizim için dünya büyük olduğu kadar küçüktür de.

Son Paylaşımlar